Bugün dünya üzerinde yaşanan sosyo ekonomik problemlerde ve küresel ekonomik krizde, iktisat biliminin bir takım eksik tanımlamaları, mevcut medeniyet anlayışı ile popüler kültür ve insanın doğru tanımlanamayışı ile ilgili bir takım nedenler etkili olmuştur. Bu veya gelecekte yaşanabilecek iktisadi olumsuzluklar, ancak toplumsal değerler öne çıkarılarak aşılabilir veya önlenebilir.
Bu çalışmada dünyada var olan sosyo ekonomik problemler ve krize götüren bir takım nedenler ve insan odaklı çözüm önerileri birlikte sunulmaya çalışılmıştır.
1. Medeniyet Anlayışı ve Popüler Kültür
Krizde insan olmanın gereği olan bir takım değerlerin unutulması veya gözardı edilmesinin etkili olduğunu düşünüyorum. Popüler kültür ve günümüz medeniyeti insanlığa, insanların ihtiyaçlarının ve tatmin araçlarının sürekli olarak artırılması, temel ölçü olarak keyif alma ve kişisel tatmin, hak ve adalet gibi değerlerin unutulması, hak yerine güçlünün haklı olması ve böylece menfaat için toplumun diğer kesimlerinin sömürülmesinin hak telakki edildiği bir anlayış sunmuştur.
Tüketim çılgınlığı ve her şeyin insanın keyif alması için yapılması, yardımlaşma duygusunu azaltmakta, hissiyatı ve tüketim duygularını kamçılamaktadır. Çok keyif aldım, eğlenceliydi gibi ifadelere günümüzde sıkça rastlanmaktadır.
Erken eskitme, satın ama tazyiki gibi satın almayı özendiren pazarlama programları yeni yeni ihtiyaçlar üretmekte, tüketicilerin ihtiyaçlarının ötesinde satın almalarına neden olmakta, israfa yönlendirmektedir.
Bunun çözümü “israf etmemek”tir.
İsraf gereksiz tüketimi körükleyen, sahip olunan değerleri önemsiz kılan kötü bir haslettir. Böylece kazanç daha kolay harcanmakta, alın teri kıymetsizleşmekte, kısa yoldan para kazanma anlayışı gelişmektedir. Bu da insanları tembelliğe itmektedir.
İsrafın önüne geçilmeli, satın almadan önce ihtiyaçlar planlanmalı ve önceliklendirilmelidir. Bu ihtiyaçlar da öncelik sırasına göre bütçenin elverdiği ölçüde karşılanmalıdır. Henüz kazanmadığımız, belki hiç kazanamayacağımız, bize ait olmayan bir gelecekteki para üzerine alışverişlerimizi bütünüyle bina etmemeliyiz.
Beraberinde tüketim değil üretim odaklı bakış açısı yerleştirilmelidir.
2. İnsanın Tanımlanmasındaki Eksiklikler
İnsan, kapsamı tam olarak belirlenemeyen, oldukça karmaşık ve mükemmel bir donanıma sahiptir. Bu yüzden ihtiyaçları diğer canlılara oranla çok fazladır. Batılı felsefe insanın çok güçlü bir varlık olduğuna, isteklerine ulaşma becerisinin yüksekliğine vurgu yapmaktadır. Oysa ihtiyaç aynı zamanda zafiyetin bir göstergesidir. Bu açıdan bakıldığında insan, canlılar içerisinde ihtiyaçları en fazla veya bir diğer değişle en fakir olandır.
İnsan ihtiyaçlarının bu çokluğuyla beraber, ihtiyaçlarını karşılamada diğer canlılara yetişememektedir. İnsanın öğrenmesi bir ömür sürmekteyken, ihtiyaçlarını karşılayabilir hale gelmesi için ortalama yarı ömrünün geçmesi gerekmektedir. Oysa diğer canlılar çok kısa sürede kendi ihtiyaçlarını karşılayabilir hale gelmektedir.
İnsanın bir diğer eksikliği de psikolojik zafiyetlerdir. İnsan diğer canlılarda olmayan gelecek endişesi ve geçmiş zamanın sıkıntılarını tekrar tekrar hissedebilme ve bunun üzüntüsünü duyma gibi bir eksikliğe sahiptir.
İnsan aynı zamanda tüm ihtiyaçlarını kendisi karşılayamayan, bu yüzden toplum içinde yaşamak zorunda olan, doğuştan medeni bir varlıktır.
İnsan kâinatın en muhteşem canlısıdır ve tüm varlıklar ona hizmet etmektedir. Fakat bu, insanın fütursuzca her şeyi tahrip edebileceği anlamına gelmez. O yüzden insan, tüm varlıklara saygılı, doğadaki mükemmel nizamın bir parçası olmalıdır.
O halde temel çıkış noktası şu olmalıdır. İnsan, geçmiş ve gelecek zamanın sıkıntı ve endişelerinin ağır yükünü taşıyan, gücü zaaflarında gizli, toplumsal bir varlıktır. Kâinatı anlamak ve tasarruf etmek yetkisiyle donatılmış ve kendisine sorumluluklar yüklenmiştir. Dolayısıyla insan bu sorumluluklarının bilincinde hareket etmelidir.
Yazı dizimin diğer kısımlarında sosyo ekonomik sorunların ve ekonomik krizlerin farklı sebeplerini ve kendi iç dinamiklerimizden, kültürel değerlerimizden diğer çözüm önerilerini paylaşacağım.
Esen kalın…