Yeni tarım kanunun en önemli parametrelerinden biri tarımsal üretimin izine bağlı olarak üretilmesi idi. Buda bize ihtiyaca göre üretim planlaması yapmamıza imkân sağlıyor olacak. Bunun bir ayağı da hiç şüphesiz sözleşmeli tarım. Tarım Kanunu’nda yapılan en önemli değişikliklerden birisi de sözleşmeli üretimle ilgili. Kanunun 13. maddesi değiştirildi. Bu değişiklikle sözleşmeli üretimin tarımsal üretim planlamasına katkı sağlaması hedefleniyor.
Tarımsal üretimin sürdürülebilirliği amacıyla; üreticinin, üretim sürecinin başından sonuna daha etkin desteklenebilmesi ve üretim süreci sonunda pazar sorunu yaşamadan emeğinin karşılığını alabilmesi için sözleşmeli üretim modelinin üretici lehine avantajlarla takviye edilerek yaygınlaştırılması önem arz etmektedir.
Biz Ülke olarak sözleşmeli tarıma yabancı değiliz; TİGEM de 1965 ten bu yana sözleşmeli tohumluk üretimi çalışmaları yapılmaktadır. Günümüzde Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve Pancar Ekicilerinin İstihsal Kooperatifler Birliği (PANKOBİRLİK) çiftçiyle sözleşmeli pancar tarımı yapmaktadır.
Şeker pancarından sonra sözleşmeli üretimin uygulandığı ürün sanayi tipi domatestir. Broiler tavuk yetiştiriciliği ve tohumluk ekiminde ülkemizde yaygın olarak sözleşmeli tarım biçimi uygulanmaktadır. Şimdi bunlar bir yasal çerçeve içine alındı.
Bakanlık, tarım sektöründe sözleşmeli üretimin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için gerekli düzenlemeleri yapar. Sözleşmeli üretimi özendirmek üzere üreticilere, bu kanunla belirtilen desteklerin verilmesinde öncelik tanınır.
Sözleşmeli üretim aşağıdaki usul ve esaslar çerçevesinde yürütülür:
a) Sözleşmede yer alan tarafların haklarının korunması ve sorumluluklarının belirlenmesi için sözleşmenin taraflarında aranacak vasıflar sözleşmeye konu ürünün teslim ve tesellüm koşulları, fiyat ve miktardaki değişim oranları, ayni ve nakdi avansın sınırları ile kapsamı ve benzer hususların da içerisinde olduğu sözleşme genel şartları tarımsal faaliyet alanlarına göre Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
b) Sözleşmeli üretimde irade serbestisi esastır. Ancak salgın hastalıklar, tarım ürünleri ticaretinde yaşanan gelişmeler karşısında arz güvenliğinin sağlanması, tarımsal üretimin iç veya dış talebe uygun olarak ayarlanması veya bitki ve hayvan sağlığının korunması amacıyla, ihtiyaç halinde Bakanlık tarafından belirlenen ürün veya ürün grupları bu madde kapsamında sözleşmeli olarak üretilir.
c) Bakanlık, sözleşmeli üretimin geliştirilmesi, izlenmesi ve kontrol edilmesi amacıyla sözleşmenin taraflarını ve kapsamını içeren kayıt sistemleri oluşturur ve sözleşmeler bu kayıt sistemleri kullanılmak suretiyle de düzenlenebilir.
ç) Tarımsal üretim sözleşmesine tabi ürünlere veya üretim varlıklarına sigorta yaptırılması zorunludur.
d) Tarımsal üretim sözleşmelerinde, mücbir sebepler haricinde sözleşme kapsamında üretilen ürünün alımından veya satımından vazgeçen üretici ya da alıcılar için ceza koşulu belirlenir. Ceza koşulu, alımından ya da satımından kaçınılan ürün miktarının sözleşmedeki bedelinin yüzde yirmisinden az ve yüzde ellisinden fazla olamaz. Et ve Süt Kurumunun taraf olduğu sözleşmelerde üretici için ceza koşulu bu bentte yer alan alt sınırdan daha az olarak belirlenebilir veya ceza koşuluna yer verilmeyebilir.
e) Tarımsal üretim sözleşmesinden doğan davalarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Bu uyuşmazlıklarda sözleşmeli üretim konusunda uzmanlık eğitimi almış olan arabulucular görevlendirilir. Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren iki hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla bir hafta uzatılabilir. Bu bendin uygulanmasına ilişkin hususlar Tarım ve Orman Bakanlığı’nın görüşü alınarak Adalet Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikte belirlenir.
f) Tarımsal üretim sözleşmesinden doğan davalarda basit yargılama usulü uygulanır ve bu davalar ivedi olarak görülür. Bu sözleşmeden doğan davalar ile icra takiplerinde üretici, yapılacak tüm yargılama ve icra takip giderlerinden geçici olarak muaf tutulur. Dava ve icra takibi sırasında yapılması gereken tüm giderler Devlet tarafından avans olarak ödenir. Ertelenen tüm giderler ile Devletçe ödenen avanslar dava ve takip sonunda haksız çıkan taraftan tahsil olunur.”
Öncelikli olarak fiyat ve stok anlamında ülkemizin önünü görmesi anlamında sözleşmeli tarımın önemi çok büyüktür. Üreten kaça satacağını bildiği için, tüketen/işleyen de eline gelecek malı bildiği için bir güven ortamı oluşur. Hangi üründen ne kadar ihtiyaç var ve üretimle bunun ne kadarını karşılayabiliyoruz, devlette piyasada oluşacak manipülatif panik havasını önlemiş olur ve piyasada bir güven ortamı oluşur.
Yeni Sözleşmeli tarımla üretim desenini ülkenin gereksinimlerini dikkate alarak yapılacağı çok uluslu firmaların istek ve gereksinimlerine göre ayarlanmayacağı, öncelikli olarak ülkemizin ihtiyaç analizleri ile tespit edilen ürünlere verileceği görülmektedir.
Sözleşmeli tarımda oluşacak en büyük sıkıntı zayıf olan tarafın çiftçi olması ve çiftçinin tüm şartlara kabul edecek boyun eğecek, mecbur bırakılacak bir pozisyona getirilmesi idi, yeni tarım yasasında bu sıkıntıların giderildiğini, üreticinin korunduğunu, büyük şirketlere mecbur bırakılmadığını görüyoruz.
Özellikle büyük şirketlerin çiftçilerle yaptıkları sözleşmeli tarım faaliyetlerinde üreticileri korumak, güvence altına almak için devlet üzerine düşeni yapmış görünüyor. Bu yeni yasa ile Çiftçilerimiz çok uluslu şirketlerin inisiyatifine terk edilmemiştir. Üreticilerimiz Uluslararası firmaların inisiyatifine bırakılmamış adil bir yol tercih edilmiş, üretici devletin hemen yanı başında olduğunu hissetmiştir bu yeni çıkan tarım kanunu ile bu büyük firmalara kul köle olunmadan da karşılıklı anlayışla sözleşmeli tarım yapılacağını gözler önüne serilmiştir. Devlete düşen desteklemek, hakem olmak, denetlemektir. Yeni Tarım Kanunu ile devlet, bu vasıflarını yerine getirecek ve üreticiye bir güven gelecektir