Türklük Öyküleri

Bir insanın, başkalarını aşağılamadan, kötülemeden kendi milletini sevmesi, onun için çalışması kendi anne babasına değer vermesi kadar gayet doğaldır.

Bu bağlamda Türk milletini ussal ve bilimsel anlayışla her alanda çağdaş medeniyetler seviyesine yükseltmeye çalışan Türk gönüllü insanlarımız ortada pek görünmeseler de çalışmalarına devam ediyorlar. Onlardan biri Adana Feke doğumlu Ekrem Özbay’dır. İmam hatip ortaokulunu ve lisesini bitirdikten sonra Erzurum Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesine kaydoldu. Bu eğitimini Marmara İlahiyat Fakültesinde tamamladı. Yüksek lisansını da bu üniversitede bitirdi. Ekrem Özbay, tanıdığım dinsel eğitim alan kişilerden oldukça farklı. Diğerlerinin çoğu Arap coğrafyasına, Ekrem Özbay ise kendi köklerinin geldiği Türk coğrafyasına ilgi gösteriyor.

Bundan dolayı “Ben diğerlerinin gözünden ‘üretim hatası’ olarak görülüyorum.” diyor. Daha çok millî konulara samimi bir hassasiyet gösteriyor. Türk dünyası üzerine bilgi elde ederek kafa yoruyor. Ancak bunları kuru ve boş bir hamasetle yapmıyor; kültürel, ussal ve bilimsel bir mantıkla ele alıyor. Yeri geldiğinde eleştiriyor, Türk milleti için eğitimden kültüre kadar birçok şeyin yeniden temellendirilmesi gerektiğini söylüyor. Bunun üzerine çözüm önerileri sunuyor. Araştırma, şiir ve öykü üzerine onlarca kitaba imza attı.

Son olarak KDY Yayınlarından bir öykü kitabı daha çıktı. Kitabın adı oldukça dikkat çekici. Sizi hemen Türk dünyasına yönlendiriyor. Özbay, kitaba gönül dünyasının şehirlerinden, Çin’in işgali altındaki Kaşgar’ın adını vermiş. Bu kitabında 10 öyküsüyle Türk dünyası coğrafyasında yaşanan acıları, zulümleri akıcı ve sade bir anlatımla okura sunuyor. Bunu yaparken kültürel, tarihsel ve güncel olayları harmanlıyor.

Kitap yakın dönemde Türk dünyasıyla ilgili yaşanan gerçekleri kurgu içinde anlatmasıyla bir ilk olma özelliğini taşıyor.  Kitabın ilk öyküsü “Tursun “Mehmet’e Ne Oldu”’da Doğu Türkistan’da Çin zulmü altında yaşayan Uygur Türklerinin çilesine parmak basıyor. Tursun Mehmet karakteri üzerinden Çin’in gözün üzerinde kaşın var gibi bahanelerle Türklere nasıl baskı yaptığını zulmettiğini anlatıyor. Türklere zorla Çince şarkılar ezberletme, baş aşağı asma, zorunlu kürtaj yapma, organlara elektrik verme ve cinsel saldırılar gibi işkenceler yapıldığı gözler önüne seriliyor.

Eğer Türkler bunlarla yılmazsa Türklerin evlerine baskınlar yapılıyor ve üzerlerine ateş açılıyor. Çin polisi öykünün karakteri Tursun Mehmet’i radikal İslamcılara yardım ettiği ve onlarla çalıştığı gerekçesiyle takibe alıyor. Başına gelecekleri kestiren Tursun Mehmet, Afganistan üzerinden Türkiye’ye gelmek için tehlikeli bir yolculuğa çıkıyor. Afganistan’da radikal İslamcıların eline esir düşüyor. Çin devleti bunu fırsata çeviriyor. Tursun Mehmet’in esir düşmesini Uygur Türklerinin radikal İslamcı olduğu yönündeki propagandasına malzeme yapıyor. Onlardan zor bela kurtularak Türkiye’ye gelen Tursun Mehmet, geride bıraktığı ailesinin peşine düşüyor. Ne yazık ki acı gerçeği öğreniyor. Yaşlı anne babası toplama kamplarında kayboluyor, eşi Azatgül hastalanarak ölüyor, Çocukları Goncagül ve Mehmetcan yetimhaneye veriliyor.

Yazar, öykünün satır aralarında Uygur Türklerine yer yer bazı mesajlar vermeyi ihmal etmiyor. Uygur Türklerinin haklı davasına zarar gelmemesi için Çin’in eline koz olacak radikal İslamcılık gibi akımlara kapılmamalarını, tamamen ulusal değerler üzerinden mücadele etmelerini salık veriyor. Bir diğer dikkat çektiği nokta da zulüm altındaki Türklerin en büyük umudunun Türkiye Türklerinin olmasıdır.  Özbay diğer öykülerinde de Türkmenistan, Semerkant, İstanbul, Halep ve Sibirya gibi ülke ve şehirlerde Türklerin yaşadıklarını millî romantizm etkisi altında realist bir gözlemle anlatıyor. Sözün özü nerede bir Türk varsa Ekrem Özbay’ın gönlü ve kalemi de oradadır.

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Faruk Yaşar 03 Temmuz 2022 00:09

    Çok güzel bir makale. Anlatılan kişi çok değerli çalışmalar yapıyor. Çalışmalarıyla da kıymeti hakediyor. Bize bu değerleri tanıtanda anlatılandan daha az kıymetli değildir. Sizleri gönülden tebrik ederim. İyi ki varsınız.

  • Hayri Özenli 01 Temmuz 2022 17:22

    Erdal hocam kıymet ve değerlerimizin farkında olmayıp çok eksik bıraktığımız bir tarafımıza dikkat çekmişsiniz. Ekrem hocamızın çalışmaları gerçekten her türlü takdirin üzerindedir. Her ikinizi de tebrik ediyorum. Başarılarınızın devamını diliyorum.