Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Erzurum Şubesi “Deprem Destek ve Yardımlaşma Komisyonu” çalışmalarına tüm hızıyla devam ediyor. Depremzedelere yapılan desteklerden biri de onların psiko-sosyal açıdan desteklenmesi. Bu doğrultuda Psikolojik Danışman Yavuz Aktepe başkanlığında oluşturulan psikolog ve psikolojik danışmanlardan oluşan heyet gerek deprem bölgesinde gerekse Erzurum’a gelen depremzedelerle görüşmeler yapıyor. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Psikolojik Danışman Yavuz Aktepe, depremin açtığı yaraları sarmak için kısa sürede çok sayıda gönüllü uzmanla, sivil toplum kuruluşlarıyla, otel ve apart sahipleriyle, dernek ve vakıflarla iletişime geçtiklerini; bu süreçte Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Erzurum Şube Başkanı Murat Ertaş’tan ve dernekteki uzman arkadaşlarından büyük destek gördüklerini, oluşturdukları heyetteki psikolog ve psikolojik danışmanlardan oluşan uzman ekiplerle depremden etkilenen insanlara psikolojik ilk yardım sunduklarını söyledi. Psikolojik Danışman Yavuz Aktepe açıklamalarına şöyle devam etti:
“DEPREMZEDE” KELİMESİ İLİMİZDEKİ DEPREMZEDELERE “ÖTEKİLEŞTİRİLMİŞLİK” HİSSETTİRİYOR
“Bölgeye giden ekiplerimiz psiko-sosyal çalışmalarla gönüllere dokunmaya çalışıyor. Ayrıca deprem bölgesinden göç edip şehrimize gelmiş olan yaralı gönüllerin ihtiyaçlarını el birliğiyle karşılıyoruz. Bu kapsamda afete maruz kalıp Erzurum'a gelenlerin öncelikle beslenme, giyinme ve barınma gibi temel ihtiyaçlarının karşılanması için çalışmalar yürüttük. Ardından otellere, apartlara, üniversite yurtlarına, çeşitli devlet kurumlarının misafirhanelerine, evlere ve yakınlarının yanına yerleşen misafirlerimizle görüşmeler yaptık. Yapılan görüşmelerde bireylerde deprem sonrası şok olma, üzüntü, öfke, çaresizlik, ümitsizlik, panik ve aşırı korku hali gibi yoğun duygusal tepkilerle karşılaştık. Hatta ‘depremzede’ kelimesinden bile kendilerini ötekileştirilmiş hissettiklerini ve incindiklerini fark ettik.
DEPREMZEDE ÇOCUKLAR VE GENÇLER KÜÇÜK SORUMLULUKLARLA HAYATA ORTAK EDİLMELİ
Küçük misafirlerimizin altını ıslatma, parmak emme, anne ve babadan ayrılamama ve içe kapanma gibi tepkiler gösterdiklerini gözlemledik. Ebeveynler bu durumlarla karşılaştıklarında çocuklarına güven vermeye ve onları rahatlatmaya çalışmalıdırlar. Uyumadan önce çocuklarının yanlarına gidip başlarını okşayabilir, onlara sevgilerini göstererek minik kalplerini rahatlatabilirler. Okul çağındaki çocuklarımızın öğretmenleri oyun oynama, resim yapma, şiir ve yazı yazma etkinlikleriyle çocukların duygularını ifade etmelerine fırsat sunabilirler. Bu yavrularımızla iletişim halinde olan herkes sabırlı, ilgili ve esnek davranmalıdır. Meraklı çocuklarımızın merak ettikleri, yaşlarına uygun kısa ve net bir şekilde açıklamalıdır. Bu çocuklarımıza basit görevler vererek ufak sorumluluklar almalarına ve günlük hayat rutinlerine dönmelerine fırsat tanıyabiliriz. Gelecekleri hakkında olumsuz düşünceler geliştiren, çaresiz ve umutsuz hisseden gençlere hoşgörü ile yaklaşılmalı, bu gençlerimizin okul başarıları ile ilgili yüksek beklentilere girilmemeli, gündelik faaliyetlere katılmaları sağlanmalıdır.
YETİŞKİNLERİN DE DEPREMİN TRAVMASINI ATLATMASI UZUN SÜRE ALACAK
Yetişkinlerde ise tekrar tekrar deprem anını yaşadıklarına, normal zamanda etkilenmeyecekleri kapının çarpma sesi gibi basit seslerden irkildiklerine, günlerce gözlerine uyku girmediğine şahit olduk. Her an deprem olacağını düşünen bazı misafirlerimizin sıcak odalarında üst üste montlar giydiklerini, yüksek katlarda kalmak istemediklerini, asansör kullanmaktan çekindiklerini ve bunlara benzer birçok kaçınma davranışlarında bulunduklarını gördük. Aslında felaketten tüm ülkece etkilendik. Depremi direkt yaşamamış olsa da büyüğüyle küçüğüyle her yaştan vatandaşımız depremden etkilendiğini gösteren benzer tepkiler vermektedirler. Açıkçası bu tepkiler olağanüstü zamanlarda geliştirdiğimiz olağan tepkilerdir. Bu tepkileri gösteren bireylerin büyük bir kısmının davranışlarının zaman içerisinde azalarak ortadan kalkacağını öngörmekteyiz. Ancak zaman içerisinde azalmak yerine yaşamı zorlaştıracak şekilde giderek artan bu tepkileri gösteren bireylerin uzman destek almaları gerekmektedir.”