TCMB (Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası) bu sene, normalde yılda sekiz kere düzenlediği, para politikası kurulu (PPK) toplantıları sayısını her ay toplanmak üzere on ikiye çıkartmıştı. Geçen ay yaptığı 75 baz puan faiz indiriminden sonra bu ayın 19’unda yaptığı toplantıda TCMB’nin herhangi bir faiz indirimine gitmesini beklemiyorduk. Zira o tarihten bu yana Dolar/TL kuru da 5.85 seviyesinden 6.05 seviyesine yükselmişti. TCMB faiz indirimi için birkaç ay daha bekleyebilirdi. Öte yandan piyasa oyuncuları arasında yapılan anketlerde de yadsınamayacak oranda faiz indirimi beklemeyen vardı. Piyasa oyuncularının neredeyse yarısı faiz indirimi beklemezken diğer yarısı 50 baz puana kadar faiz indirimi beklentisi içerisindeydi.
TCMB bu hafta aldığı bir kararla politika faizini 50 baz puan indirdi ve bu kararın sonucunda bir haftalık repo faizleri 11.25’den 10.75’e indirildi. Halihazırda Türkiye’de açıklanmış enflasyon oranı yüzde 12.2; Şubat ayı için de beklentimiz enflasyonun yüzde 12’nin üzerinde gerçekleşmesi yönündedir. Reel faizi hesaplarken mevcut enflasyon oranından değil 12 ay sonrası beklenen enflasyon oranından çıkararak hesaplıyoruz.
Bizim 2020 yıl sonu için enflasyon beklentimiz yüzde 9.8. Böyle bir durumda henüz negatif reel faizden bahsedemeyiz; bizim beklentimize göre yüzde 1 gibi bir reel faize tekabül ediyor. Ancak küresel riskler, küresel para politikası gelişmeleri ve jeopolitik gelişmelerin nominal faiz için risk primini daha yüksek tutması gerektirdiğini düşünüyoruz.
Bu risk primlerini göz önünde bulundurmadan bu şekilde seri faiz indirimlerine devam etmenin riskli olduğunu düşünüyoruz. Özellikle önümüzdeki dönem kur görünümü açısından para politikası kararlarımızın daha temkinli alınması gerektiğini görüyoruz.
Bu ay para politikası kurulunun aldığı kararın akabinde yayımlanan metinde TCMB’nin 2020 yılı için büyüme odaklı bir politika izlediğini gözlemliyoruz. Her ne kadar her seferinde fiyat istikrarını göz önünde tuttuğunu belirtse de, TCMB’nin, esasen iktisadi faaliyetteki toparlanma eğiliminin hızlanmasını hedeflediği belli oluyor.
Bu çerçevede TCMB son yaptığı 50 baz puan indirimi “daha ölçülü” olarak nitelendiriyor. Bir önceki toplantıda yaptığı 75 baz puan faiz indirimini ise “ölçülü” olarak nitelendirmişti. Onun dışında bir önceki politika kararı metninden çok fazla fark yoktu.
Önümüzdeki dönemde TCMB’nin faiz indirimlerine devam etmemesi gereğini görmekle beraber, bu indirimlere devam etmesinin, makroekonomik ve finansal istikrar görünümünü zora sokabileceği endişesini taşımaktayız.