Yıl 1563. Osmanlı padişahı Sultan IV. Mehmet, Erzurum’a gelir. Şehrin sosyal ve ekonomik hayatını uzun uzun inceler. İklim çok sert ve çetindir. ‘’İnsanların burada kalması ve hayatlarını idame ettirebilmeleri için avantaj sağlanması gerekir diye düşünür ulu hünkar’’. Ardından bir ferman yayınlar. Şehrin merkezindeki Lalapaşa caminin girişine de; ‘’Bu şehirden her kim vergi alırsa, Allah ve Resulünün laneti üzerine olsun’’ diye bir kitabe yazdırır. O günden sonra Erzurum ülkede vergi alınmayan tek şehirdir artık. Aradan yıllar geçer ve Erzurum, dünyadaki çok uluslu en büyük şehirlerden birisi haline gelir… Yıl 2019; Erzurum’un kış’ı yine çok zor ve çetin. Bölgede en çok göç veren ve vergi alınan şehir Erzurum...!
Şüphe yok ki, bu kitabeden haberi olmayan yoktur. Günümüzde Erzurum denilince akıllara ne yazık ki, ‘’Karakış, geri kalmışlık, göç ve sahipsiz şehir’’ tabirlerinden başka bir şey gelmiyor. Yine tarih boyunca Erzurum insanının duruşu, sadakati, vatan sevdası ve sabrıyla, ‘’Vatan daima borçlu kalmıştır Erzurum’a’’ sözü de tarih kitaplarında yerini almıştır. Ve yine bir başka sonuç; Erzurum en çok ihmal edilen tek şehirdir..!
Gök mavi yer beyaz olan bu kentte, hayatta kalmak için her şeyden önce Ekim başından Mayıs sonuna kadar herkim olursa olsun para harcamak zorunda. Çünkü, ısınma sorunu olmazsa olmazlardan. Sadece sizin değil, oturduğunuz evin, bindiğiniz arabanın, çalıştığınız işyerinin, yürüdüğünüz yolun kısacası her şeyin kış ayarlarına geçmesi gerekir. Sonra tüm bu giderleri karşılamak ve bahara ulaşmak için rızkınızı kazanmanız gerek. Ama nerede..? Mevsim Kış olunca şehirde hayatta donar… Kısacası; ‘’Kurt yaza çıkar ama yediği ayazı unutmaz’’.
Sözün özü, ecdadın vergi almadığı ve alana da beddua ettiği bu topraklarda etkili, yetkili, ilgili, bilgili, seçilmiş, atanmış her kim varsa bu konuya el atması gerek. Hani vatan borçlu kalmış dedik ya artık tahsilat zamanı geldi de geçiyor. Çünkü; böyle giderse yakında bu şehirde oy verecek kimse kalmayacak..! En iyisi mi siyasilerimiz bir abdest alıp, Lalapaşa camiine uğrasınlar derim.
Niye mi, hani o hünkarın laneti vardı ya, bizden çıkmazsa bile çoluğumuzdan çocuğumuzdan çıkar. Ziyan oluruz. Mezarlarımızda dimdik otururuz Allah korusun..!
Değerli abicim ablacım çok şükür beni şu memlekette birisi anladı..