Ortadoğu tarih boyunca ciddi problemlerle, işgallerle, savaşlarla karşılaşmış, hala bu gelenek değişmemiştir.
Ortadoğu; güçlü olanların zayıfları ezdiği, Firavunların, Babil Krallarının, Roma İmparatorların ezip geçtiği, en büyük barış ve huzuru 1517-1917 yıları arasında Osmanlı yönetimdeyken yaşadığı bir bölgedir.
Milattan Önce 576 yılında Babil Kralı Nabuketnazar tarafından Kudüs feth edilerek Yahudiler Babil’e sürgüne götürülmüştür. Bu sürgün esnasında Mehdilik inancı ortaya çıkmış 2600 yıldır insanlık tarihinde yerini almıştır.
Babil sürgünü döneminde Mezopotamya’da kuraklık ve kıtlık olmuş, halk kötülük tanrısının bolluk ve bereket tanrısını yendi diye olayı yorumlamış bir yıl sonra yağmurlar yağınca halk bu sefer iyilik, bolluk ve bereket tanrısı kötülük tanrısını yenince Yahudilerde ilk Mehdi inancı şekillenmeye başlamıştır.
Yahudiler bu tarihten sonra bir kurtarıcı beklemeye başlamış günümüzde buna Armegedon Savaşıyla Yahova’nın veya Yahudilerin Milli Tanrısı Rab’ın galibiyetiyle sona ulaşılacak zaferi beklemeye başlamışlardır.
Bu yıllar Yahudi esirler Ermenilere, Gürcülere satılmış ve yüz yılarca buralardan dünyanın değişik yerlerine dağılmışlardır.
Bu arada Hıristiyanlar göğe çekilmiş İsa Mesih’in geleceğine inanmış ve hala Mesih’in gelmesini beklemektedirler.
Hazreti Muhammet Mustafa’dan/A.S.A) sonra İslam coğrafyasında yaşayan Müslümanlarda Mehdi beklemeye başlamışlardır. Öğleki Sünni inancının temsilcileri Mehdinin Hz. Abbas soyundan geleceğine, Şii Müslümanlarda Mehdinin Hz. Ali soyundan geleceğine inanmış hatta bunlar imanın esaslarından saymışlardır.
Özellikle Müslümanların zayıfladıkları dönemlerde mehdilik inancı insanların beklentilerine yol açmıştır. Doğudan gelen Moğol işgalleri, Batıdan gelen Haçlı felaketlerinin olduğu yıllar Mehdilik inancı iyice yaygınlaşmıştır.
Öyle ki insanlar Şam’daki Emevi Camisi’nin önüne gelerek aylaca Mehdi Resul gökten Beyaz atıyla yeryüzüne inişini yani Ak minareye inişini beklemiş, bekledikleri olmayınca çekip gitmişlerdir.
17. Asırda Sebatay Sevi ve daha sonraları başkaları kendilerinin Mehdi olduğunu iddia etmiş ancak tüm söyledikleri hüsranla sonuçlanmıştır.
Günümüzde Adnan Oktar ve benzerleri Mehdi olduklarını iddia etmiş, böylece 2500 yıl önce Babil’de ortaya atılan kurtarıcı bekleme geleneği ne yazık ki yeryüzünde kan akıtmaya devam etmektedir.
Sonuç olarak ne mehdi gelecek, ne İsa Mesih Gökten yeryüzüne inecektir.
İnsanlığı son kurtarıcısı Hazreti Muhammed Mustafa’nın gelişiyle insanlık rüştüne ermiş ve artık yeni bir kurtarıcı da gelmeyecektir. Kuran-ı Kerim yolumuzu aydınlatacak, Hz. Peygamberin yaşadığı 23 yıllık nübüvvet dönemi insanlığa rehber olup yol gösterecektir.
O halde Müslümanlara düşen görev her türlü şirkin karşısında durup, yeryüzüne adaleti hâkim kılmak alın teri, el emeği ve göz nuru dökerek tebliğ yoluyla gece gündüz demeden anlatmaları gerekmektedir. Bu konuda her Müslüman kendini görevli kabul edip kurtarıcı beklemeden tebliğ görevini yapmalıdır.
İman eden insanlar bilimle, hikmetle, güzel öğütle, hak ve adaletle yönetme iradesini ortaya koymalıdır. İnsanlığın mesut ve mutlu yaşaması için gayret etmek ve bu uğurda çalışmak, inandıklarını hayata uygulamalıdır.
Son haberci gelmiştir. O insanlığın yüz akı Hz. Muhammet Mustafa’dır. Müslüman olduğunu iddia edenler artık bir kurtarıcı beklemekten vaz geçip görevlerini yapmaları gerekir. Yoksa daha çok Mehdi beklerler.
18.12.2023 ERZURUM