Son zamanlarda her alanda doğruları dile getirmek her ne kadar muhalif olarak algılansa da, doğrunun her ortamda dile getirmenin de vicdani bir sorumluluk olduğunu unutmamak gerekir.
Eleştiri ile muhalif olmayı karıştıranlar, aslında karıştırmıyorlar, eleştiriyi hazmedemiyorlar. Hazmedemedikleri gibi birde korkunç ve tehlikeli yollara da başvuruyorlar. Oysa Erzurum’da yazılması ve gündeme getirilmesi gereken o kadar konu var ki; Yazması ve dile getirmesi gerekenler sus-pus, biz de dahil tabii! Gören gözler görmüyor, konuşan dil konuşmuyor, duyan kulak sağır! Yani herkes üç maymunu oynuyor, Yazılması ve gündeme getirilmesi gereken hangi bir konuyu dile getireyim ki?
Mesela: Şehrin ekonomisinin içinde bulunduğu gizli krizden mi bahsedelim? Yada; Şehrin tüm yükünü çeken zar zor ayakta duran küçük esnafın hangi şartlarda ayakta durmaya çalıştıklarından mı ? Yoksa; yerel siyasetteki ana muhalefet durumundaki siyasetçilerin sus-pus oluşlarını mı dillendirelim? Belki de şehrin sosyal anlamda tek derdi olan BB Erzurumspor’un süper ligde kalma mücadelesinden mi bahsedelim..
Önemine binaen Sivil Toplum Kuruluşları’nın bu kadar güç odağına takılı kalmalarını mı eleştirelim? Hele yazması ve dile getirmesi gereken biz gazetecilerin bu kadar sus-pus, bu kadar tek kalem, bu kadar tek renk, ve bu kadar güç merkezli gazetecilik anlayışında olarak hareket etmelerinden mi bahsetsek! Şehrimizin geleceğini oluşturacak umudumuz gençliğimiz var birde! Her köşe başında eski ve yıkık viraneleri allayıp pullayarak kahvenin adı değiştirilip daha sosyetik ve de yabancı isimlendirilen Cafe’lere tıkılarak zaman öldüren gençlerimiz! Eyvah ki eyvah!
Zaten Eğitim-öğretim herkesin malumu! Okul önlerinde, çevresinde, uzağında, yakınında her yerde öğrenciyle öğrenci olmayanın belli olmadığı bir manzara! Kim öğrenci, kim değil! Öğrencinin belli olmadığı manzara en çokta madde bağımlılarına yarıyor tabii, bu daha da vahim! Şöyle bir şehri tur atayım dediğinizde en çokta bankamatiklerin önlerinde kuyrukların oluşunada şahit oluyorsunuz. Bununda neyin göstergesinin olduğunu da yazmayalım artık!
Dönelim sosyal medya denen çağın iletişim illetine! Açılışta, kapanışta, yemekte, yerinde ve yersiz, iki süslü cümle ile günde sayısız fotograf paylaşıp, aklınca avam takımından olduğunu göstermek siteyenler var! Bunların derdi başka tabii! Ama ben çözemedim, tıp bu tür insanlara bir isim bulmuş google amca biliyor!