Bin 290 okulda, 11 bin 600 öğretmenin görev yaptığı Erzurum’da 165 bin öğrenci karnelerini alarak yaz tatiline başladı geçtiğimiz hafta. Herkes “Çocuklar üç ay boyunca ne yapacaklar?”diye düşünmeye başladı. Çünkü, evlerde teknoloji savaşları başladı..! ‘Tableti kapat, telefonu bırak’ gibi yaptırımlar birkaç güne kadar da iyice şiddetlenecek..!
Birkaç yıl öncesine kadar yaz tatili başlayınca, çocuklar öğlene kadar medreseye gider, öğleden sonra da ticari hayata atılırlardı. Kimi sanayi de çıraklık yapar, kimi sakız satar, kimi boyacılık yapardı. Akşam da heyecanla kazandığı paraları sayardı. Toplasanız belki birkaç ayı bulmayacak bir çalışma hayatıydı ama en azından tecrübe kazanırlardı. Sahi sizin çocuklar ne yapıyor yaz tatilinde?
Genç nüfusu 138 bin 17 kişi olan memleketim Erzurum’da evlenme yaşı 18-23 iken, bugün 25-28 oldu. Doğru düzgün bir iş bulayım, tecrübe kazanayım, para biriktireyim derken, hayata çok geç başlıyoruz. Dolayısıyla, çocukluk dönemi, ergenlik dönemi derken uzatma dakikaları bitmek bilmiyor. Haliyle, çocukluk dönemi uzayan gençler büyümeyi reddediyor. Çoğu genç evlenmek, çoluk-çocuğa karışmaktan korkuyor ve uzak duruyor. Ekonomik sebepleri hiç saymıyorum bile.
Oysaki hayatta iz bırakmış insanlara bakınca hep 20-30 yaşları arasında zirvede olduklarını görüyoruz. Bakınız, Einstein en önemli çalışmalarını 26 yaşındayken yapmış. Adam günümüzde yaşamış olsa, 26 yaşında doktoraya başvurabilmek için dil sınavına hazırlanıyor olurdu herhalde. Ya, ‘Oyunda oynaştasın, Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın’ diye sürekli anlatılan, imrenilen 21 yaşında çağ açıp, çağ kapatan sultan Fatih. Bugünkü şartlarda yaşasaydı, kırk yaşına geldiğinde İstanbul’un fethini planlamaya başlar, ellisinde de ancak sefere çıkardı.
Türkiye yüzyılı denilince hepimizin aklına nedense hep petrol, doğalgaz, ekonomi, silah, Kızılelma geliyor. Eğitim, nedense kimsenin aklına gelmiyor. Sadece bakan değiştikçe sayaç sıfırlanıyor. Bu bakan Erzurumlu bile olsa..! Yani diyorum ki, ‘Tecrübe çok pahalı bir öğretmendir’. Daha ne diyeyim..!
Ne o eski adamlar var şimdi ne de o eski çocuklar. Sırf çocuk kendisine karışmasın diye saatlerce telefonunu çocuğunun eline veren ana babalar tanıyorum. Yani biz istesekte çocuklarımıza söümüzü dinletemeyiz. Yediğimiz içtiğimiz, yaşadığımız hayatlar kısacası herşeyimiz değişeli çok oldu. Keşke yapabilsek
Psikolojik destek verir gibi bir yazı olmuş Ömer bey. Okurken büyük keyif aldım. Çok çok çok haklısınız.
Doğru diyorsun ama kime güvenip kime teslim edelim çocukları zaman kötü insanlar kötü
Ben 1978'de iyi hatırlıyorum tatilde boya sandığını aldım 3 ay boyacılık yaptım ya da sinemasının önünde o zaman kim attılar okul harçlığımı biriktirdim 3 ay sonra dergi parası ödedim önlük aldım şunu aldım bunu aldım hep kendi paramla çanta aldım ayakkabı aldım 3 ay her gün ayakkabı boyacılığı yaptım