Günaha sokma be kardeşim..!

Düzensiz göç konusunda ülkemiz en çok problem yaşayan ülke. Göç idaresi verilerine göre; 3 milyon 373 bin 967 kayıtlı Suriyeli ülkemizde yaşıyor. Erzurum bu konuda en şanslı illerden olurken, batılı illerde alarm zilleri çalıyor..!

 

İstanbul’da 530 bin 506, Gaziantep’te 429 bin 855, Şanlıurfa’da 272 bin 788, Hatay’da 257 bin 90, Adana’da 218 bin 220, Mersin’de 201 bin 521, Bursa’da 171 bin 457, Konya’da 121 bin 947, İzmir’de 119 bin 671 ve Ankara’da 89 bin 743 göçmen yaşıyor. Erzurum’da ise toplam göçmen sayısı 2 bin 500.

 

Suriyeli genç nüfusun toplam Suriyeli sayısındaki oranı yüzde 20. Ülkemizin yaş ortalaması 33 iken, Suriyelilerin ortalama yaş oranı 22. Doğurganlık yaş grubunda olanların sayısı 785 bin 561. Suriye’de bu oran yüzde 3 iken, ülkemizdeki Suriyeli kadınların doğurganlık hızı yüzde 6 seviyesinde. Bitmedi, Suriyeli göçmen sayısına, Afganistan, Irak, İran, Mısır, Rus ve Ukraynalı sığınmacılar da eklenince durumun vahameti ortaya çıkıyor.

 

Bu durumda doğum oranı alarm veren ülkemizde, 2050 yılında demografik yapının değişeceğini hesaplamak için uzman olmaya gerek yok. 2011 yılında ilk defa 252 kişilik sığınmacı kafilesinin Hatay'ın Yayladağ sınırındaki tel örgüleri aşarak Türkiye’ye girişiyle başlayan ve o gün ‘’Geçici misafir’’ denilen sığınmacıların Türkiye serüveni bugün milyonları bulmuş durumda.

 

 

Yurdum insanının en çok korktuğu iddia ise şu; ‘’Batı, daha doğrusu ABD göçmenleri Türkiye’nin üzerine sürerek ülkenin demografik yapısını değiştirmek suretiyle istila etmeye çalışıyor’’. Batı, mültecileri kapısında durdurmak için parasıyla ülkemiz ile göç ve geri kabul anlaşması imzalamış durumda. En büyük geri gönderme merkezlerinden birisi de Erzurum’da.

 

Dolayısıyla da Avrupa Birliği Türkiye’de mülteci olarak kabul edilen her Suriyeliye aylık bağlamış ve mültecilerin sağlık sigortalarını da ödediği için aylıklarını bankamatiklerden çekiyorlar. Ve hastanelerden de bedava faydalanıyorlar. Yani, hükümetin, ‘’Mültecilere 40 milyar dolar harcadık’’dediği para bizim değil, AB’nin kasasından çıkıyor.

 

Bu zorunlu misafirlik artık provokasyonları tetiklemeye başladı. Derler ki; ‘’Müslümanın kardeşinin yanında onu günaha sokacak kadar kalması helal değildir’’.

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Bünyamin AKYOL 10 Temmuz 2024 10:55

    Bizim Suriyelilere göstermiş olduğumuz gerek insani ve gerek İslami yardım ve anlayışı maalesef Suriyeli mülteci kardeşlerimizden göremiyoruz. 1-İşsizlik 2-Ahlaki sorun 3-Hırsızlık 4-Dilencilik 5-Ayrışma 6-Ülkemiz insan yapısı karton misali iken Suriyelilerin içimize katılması ile onarılması zor müzmin hastalıklarla karşı karşıyayız. 7-Suriyelilerin gelişi ile ev kiraları iki katına çıkmış olup, en çok yerli fakir kesim etkilenmekte ve mağdur olmakta. 8-Devlet yönetimi, insanımız İnsani İslami olarak dünyayı çatlatırcasına zirve yapmışsa da Yerli insanı koruma, kollamada Suriyeliler kadar olamamıştır. 9-Suriyeli kardeşlerimize insani yaklaşımımız besle kargayı oysun gözünü olmamalıdır. 10-Suriye dramı uzun devam edeceğe benziyor. İç savaş genelde bitse bile iç çekişmelerin uzun zaman devam edeceği akıldan çıkarılmamalıdır. 11-Son zamanlarda Suriyeliler insanlarımıza baskıcı olmaya çalışıyorlar adam öldürmeler, mahalle kavgaları, silahlı olmaları 10 lira için adam öldürmeleri. 12-Uyuşturucu ve kaçakçılık. Yani defolup gitsinler diyorum. Kalsın diyenler bu ülkeye ihanet ediyorlar.

  • Lütfi şahin 08 Temmuz 2024 16:59

    Onlar gitsede biz gideriz onları bırakmayız. Onlar bizim kardeşimiz. Ermeniler Yunanlılar gitsin demiyor Suriyeliler gitsin diyorsunuz. Nedir bu Müslümanlara ofkeniz.

  • Nesrin 06 Temmuz 2024 11:55

    Son cümle ! İşte bütün mesele o....

  • Nurhayat 06 Temmuz 2024 11:21

    En önemli konu bence güvenlik, genç, eli silah tutan binlerce sığınmacı. Allah korusun bir iç savaş çıksa ordumuzun bastırma gücü yeterli olmayabilir. Gitsinler.

  • Adem Marancı 06 Temmuz 2024 11:20

    Harika tespitler

  • Mustafa 06 Temmuz 2024 11:18

    Çok güzel bir yazı Ömer bey, elinize sağlık. Sanki sığınmacı sayısı daha fazla diye okuyorum. Bağlama cümleniz çok güzel. Aslında şöyle de olabilir, misafirlik 3 gün sürer.