Erzurum Barları Ve Dr Orhan Yüce

İkinci Dünya Savaşı sonrasında derlenmeye, toplanmaya başlayan şehirler ve köylerde tarlalar ekilmekte, hayvancılık gelişmektedir. Türkiye nüfusunun yüzde seksenden fazlası köylerde yaşamaktadır. Bu nedenle köylerdeki sosyal hayat zengindir. Bu köylerden biride Erzurum Daphan ovasının merkezinde bulunan Tazegül köyüdür.

 

180 hanelik tarım ve hayvancılığın geliştiği, okuma ve yazmanın çok olduğu köyde Naim Yüce'nin 1949 yılında bir oğlu dünyaya gelir. Eskilerin tabiriyle tarla zamanı doğum olmuş ve Naim Amca oğlunun adını Orhan koymuştu. Köyde zaman hızla akarken Orhan ilkokula başlar. Sonra Naim Amca oğlunu Aşkale Ortaokuluna yazdırır. Yıllar çabuk geçer artık genç Orhan Erzurum lisesine kaydolmuştur. Bir ara İstanbul'daki akrabalarına gider ve Pertevniyel Lisesine kaydolur. Bir yıl sonra tekrar Erzurum'a döner ve Erzurum Lisesi yatılı kısmında okumasını sürdürür ve 1968 yılında liseyi bitirir.

 

Erzurum Lisesi 1968 yılında çok başarılı olmuş, Türkiye'de derce yapmış, mezunları üniversitelere yerleşmiştir. Orhan Yüce'de İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesine kaydolmuştur. O yıllar öğrenci olayları devam etmektedir. Erzurum Yurdunda kalan Orhan Yüce, Ayhan Yiğit ve arkadaşları büyük ağabeyleri sayesinde olaylardan uzak dururlar. Orhan Yüce bir ara devlet yurdu olan Kadırga yurduna gider. Ancak bir yıl sonra tekrar Erzurum Yurduna gelip okulunu devam eder.

 

Sosyal ve kültürel olaylarda yer almaktadır. Özellikle Tazegül köyünde başlayan Erzurum Barlarını tutma tutkusu onu İstanbul'daki bar ekiplerinin içinde yer bulmasına sebep olur. Meşhur bar öğretmeni Hasbi Bey ekibi çalıştırmaktadır. Orhan Yüce öğrendiklerini liselerin bar ekiplerine öğretmektedir. Okulların Erzurum bar ekiplerini çalıştırmakta Yurt dışı folklor yarışmalarına katılmaktadır. Bu nedenle 1975 yılında bitmesi gereken okulunu uzatmak mecburiyetinde kalır. Defalarca Fransa, Almaya ve diğer ülkelere gider. Yarışmalarda birincilik, ikincilik, üçüncülük allan Erzurum Bar ekibi Tıp Bayramlarının artık vaz geçilmezidir. Prof. Dr. Kaya Çilingiroğlu'nun en beğendiği Barcıdır.

 

Dr. Orhan Yüce pek çok öğrencisine barları öğrettikten sonra 1978 yılında Dumlu Sağlık ocağına tayin edilir. Buradan Numune hastanesi acil polikliniğinde gelerek görev yapar ve Askere gider. Askerlik sonrasında tekrar Erzurum'a gelen Yüce Sağlık Müdürlüğünde Müdür yardımcılığı görevini yürütür. Bu arada Atatürk Üniversitesi Göğüs Hastalıkları Ana bilim dalında Asistan olarak göreve başlar. Asistanlığı bitince mecburi görev yapmak için Anakara Keçiören devlet Hastanesinde görev alır. Burada görevi tamamlanınca çok sevdiği Erzurum'a tekrar geri döner ve Göğüs Hastanesinde 1988 yılında göreve başlar.

 

O yıllar hastane yıkık, dökük haldedir. Alet, edevat çok eksiktir. Ayhan Yiğit'le birlikte ele ele vererek hastaneyi modern hale getirmek için çok gayret ederler. Orhan Yüce hastalar tarafından sevilen, sayılan ve saygı gören bir doktordur. Güler yüzü Erzurum şivesi ve atasözleriyle konuşmayı seven yapısıyla hastaların gönlünde taht kurar. 32 yıl görevini sessiz ve onurlu bir şekilde yürütür. Bu arada kızları büyür ve Fen Lisesini kazanırlar. Onları okutur. Bir doktor diğeri eczacı olur. Herkesin Erzurum'dan gitmek istediği yıllarda o ısrarla Erzurum'da kalır ve şehre katkı sunmaya devam eder.

 

Eğer bir düğünde davul zurna çalmaya başladığında tüm alçak gönüllüğüyle ekibin içine girer ve içindeki bar sevgisini hemen gösterirdi. Köylüsüyle, kentlisiyle diyalog kurar, gereken neyse onu yapmaya çalışırdı.

 

Hayatta kahvehaneye gitmemiş, sigara içmemiş olan Dr. Orhan Yüce aslında kendi branşı olan göğüs hastanesinde Akciğer kanserine yakalanır. Üç yıl değişik tedavilerden sonra hayata gözlerini yumar.

 

Dr. Orhan Yüce sessiz, sakin bir hayat sürdü. Kimseyi kırmadı. Dökmedi. O tam bir Erzurum beyefendisiydi, barların tutkulusuydu. Tüm hastaları onun hakkında hayırlı sözler söylediler. Hastalarıyla güzel diyalog kurması onun belirgin özelliğiydi.

 

Hizmeti her zaman siyasetin önünde tuttu. Siyasilerden hep uzak durdu. Memleket meseleleriyle ilgilenirken bile bilimin çözümlerinden yana oldu.

 

O Erzurum Sevdalısıydı. Kimyager olan eşiyle İstanbul'da tanışmışlardı. Belki İstanbul'da kalabilirdi. Ama Erzurum Sevgisi kısa aralıklar hariç onun Erzurum'dan gitmesini engelledi.

 

Erzurum barları onun doktorluktan sonra en büyük tutkusuydu. Hançer barını ve baş barı çok iyi tutardı.

 

7 Haziran 2015 yılında vefat eden Orhan Yüce'ye Allah'tan rahmet diliyorum. Makamı Cennet olsun.

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Çiğdem Yüce Kahraman 22 Nisan 2021 10:16

    Kaleminize sağlık değerli hocam, duygulandırdınız bizi. Karıncayı dahi incitmemek deyiminin yaşamış örneği, sessiz ve vakarlı babam...Rabbim cennetinde buluştursun bizi, tüm göçmüşlerimize rahmet etsin.

  • Sinem Yüce 21 Nisan 2021 21:22

    Kıymetli hocam, yüreğinize sağlık, her detayıyla ne güzel kaleme almışsınız babamın hayatını, duygulandırdınız bizi. Okuyan tanıdıkların mesajlarından okudum yazınızı, bugün bir de kaynağından okumak istedim, iyi ki öyle yapmışım, size teşekkür etme imkânı buldum bu köşeden. Tekrar tekrar teşekkürler, yıllar sonra babamın anılmasını sağladınız. Allah babama da ölmüşlerinize de rahmet eylesin, mekânları cennet olsun inşallah. Saygılar, selamlar... Sinem Yüce