Erzurum farklı bir şehir. Gezilip görülmesi, gereken o kadar çok değeri var ki, çoğu zaman satırlar yetmiyor. Öyle ki, bu kentte anlatılan efsaneleri sadece dinlemek bile günler alıyor. Erzurum’un şirin bir şifa beldesi. Adını yedi gözlü köprüden alan ilçe. Özellikle Karadeniz insanının vazgeçilmez adresi olmuş ve Karadenizlillerin ‘’Allah derdi Karadenizlililere (Romatima) şifayı da Erzurum’a vermiş’’ dedikleri kaza. Çamur şifasıyla bilinen deli çermik kaplıcaları ve Köprüköy.
Erzurum-Ağrı yolu üzerinde küçük kendi halinde bir kaza. Hayvancılıkla geçinen insanların yaşadığı bir belde. Bu şirin beldenin adını bir köprüden, bu köprünün temellerini de Hızır aleyhisselamın attığını biliyor muydunuz? ‘’İlçede Aras nehri üzerine köprü yapılmasına karar verilir. Ancak temel bir türlü tutturulamaz. Aras nehri aman vermez. Ak sakallı ihtiyar çubuğuyla buralara temel atın der. Ustalar gülerler ve arkalarını dönerler. İhtiyarın kaybolduğunu farkederler. Dediği gibi yaparlar bu sefer temeller tutar. Köprüye o dedenin ismi verilir’’ İşte o köprü 722 yıldır ayakta duran Aras nehri üzerindeki yedi gözlü Çobandede köprüsüdür. Köprünün de ilçenin de adı buradan gelmektedir.
Köprüköy küçük bir ilçe ancak keşfedenler için bir şifa merkezi. ‘’Yıllar önce çoban hayvanlarını otlatırken, hayvanların çamurun içine girdiklerini ve çıkmadıklarını farkeder. Durumu anlamak için çobanda çamura girer. Bu duruma tanık olanlar çobana deli demeye başlar ve deli çermik kaplıcaları olarak dilden dile yayılır’’ Kim bilebilir ki, o çamur insanların dertlerine deva hastalıklarına şifa olacak. Suyu adeta kaynayan deli çermik kaplıcaları için anlatılan bir başka rivayete göre de deli çermik kaplıcasına giren taze gelinleri su çeker bir daha da geri vermezmiş. Yıllar önce birkaç gelinin burada kaybolduğunu anlatan efsane vardır.
Her neyse bugün Köprüköy’ün şifalı çamurlu kaplıcaları dertlere derman oluyor. Özellikle de romatizmal hastalıklar için bir şifa merkezi. İlçe küçük hem de olabildiğince küçük ama nimetleri bir hayli fazla. Cilt ve böbrek hastalıkları ile böbrek taşı olanların ızdıraplarını kökten çözüp atan bir de maden suyu var ki, onu da Erzurumlular dahi bilmiyor. (Bir Erzurumlu olarak, ne yalan söyleyeyim bunu bende bilmiyordum) Ayrıca ilçeye 60 kilometre uzaklıkta bir de kale vardır. Sarp bir kayalık üzerinde bulunan Avnik kalesi.
Türkiye-İran uluslar arası karayolu üzerinde bulunan ilçeden geçen ve efsanelere konu olan, Hazar denizine su taşıyan, 1072 kilometre uzunluktaki Aras nehri kenarında yürümek ise kendinizi yenilemenize, enerji depolamanıza sebep olacaktır. Neden mi? Çünkü, bu nehrin kaynağının cennette olduğu söylenir. Yine bu nehrin dünyanın en sessiz akan nehri olduğunu da bir kenara not edin. (Detaylar; Halı diyarı; Horasan başlıklı yazımızda)
Horasan ve Pasinler arasında bulunan Köprüköy ilçesine trenle de gidebilirsiniz. Ankara- Kars arası çalışan turistik doğu ekspresinin geçiş noktasındadır. Tren yolculuğu ise anlatılmaz sadece yaşanır denilen cinstendir. Çünkü, yörede el değmemiş doğa bir harikadır. İlçe Erzurum’a 55 kilometre uzaklıkta ve yarım saatlik bir mesafededir.
Erzurum’da belki deniz, sahil yok ama şifalı çamur banyolu deli çermik kaplıcaları var. Köprüköy’deki kaplıcaları Erzurumlulara değil, müdavimi olan Karadenizlilere sorun derim.
geçmiş efsanelerle olayları anlatılması geçmiş için doğalda ,bugün deli çermiğin bilimsel olarak ta fayda zararı açıklanmalı....köprünün hikâyesinde toplum olarak nerelerden geldiğimizi anlamak için yeterli.
Ömer bey, çok teşekkür ederim. 64 yaşında, Köprüköy doğumluyum. Ama utanarak itiraf edeyim ki köyün isminin hikayesi, hızır as. mın himmeti ve en can alıcı olanı da aras nehrinin cennetle bağlantısını Allahu âlem ilk defa okudum. Bunun içindir teşekkürüm. Allah razı olsun.