SağlıkHaber Girişi : 01 Haziran 2019 18:05

Bu hastalık daha çok çocukları seviyor

Bu hastalık daha çok çocukları seviyor

Skolyoz omurganın sağa veya sola eğilmesi ile kendini gösteren, doğumsal olabildiği gibi sonradan da gelişebilen ve hayat kalitesini ciddi ölçüde düşüren bir hastalık olarak tanımlanıyor. Medline Adana Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Alihan Derincek, "Skolyoz şekil bozukluğuna sebep olmakla beraber kalp ve akciğer üzerinde olumsuz etkilere de neden olabiliyor. Bu sebeple skolyoz, ciddiye alınarak mutlaka tedavi edilmesi gereken önemli bir hastalıktır" diyerek önemli bilgiler verdi.

 

Hayati riskler yaratabiliyor

Omurganın göğüs veya bel bölgelerinde görülebilen, yana doğru eğrilik olarak adlandırılan skolyoz hastalığında, omurlar sadece yana doğru yer değiştirmekle kalmıyor, aynı zamanda kendi eksenleri etrafında da dönerek ciddi sağlık problemlerine de yol açıyor. Skolyoz, doğuştan oluşan omurga hataları nedeniyle oluşabildiği gibi hızlı büyüme, genetik faktörler veya sinir ve kas sisteminde gelişen rahatsızlıklarla da ortaya çıkabiliyor. Dünyada her 100 çocuktan 3'ünde görülen skolyoz, tedavi edilmediği taktirde hayati risklere bile neden olabiliyor.

 

Çocuklarda daha sık rastlanıyor

Prof. Dr. Derincek, skolyozun yeni doğan bir bebekten, 70-80 yaşlarındaki bir kişiye kadar her yaşta görülebildiğini belirterek, "Ancak bizim sıklıkla gördüğümüz skolyoz, ergenlerde rastladığımız, sebebi bilinmeyen skolyoz tipidir. Ergen tipi skolyoz, daha çok kız çocuklarında görülüyor. Genetik birtakım yatkınlıklar olduğu düşünülüyor ancak tam sebebi henüz bilinmiyor. Bu nedenle ailelere çocuklarını özellikle 9-16 yaşları arasında her 6 ayda bir skolyoz açısından düzenli olarak kontrol etmelerini öneriyoruz” diyor.

 

Mutlaka tedavi edilmeli

Skolyozun bir omurga deformitesi olarak görüldüğünü ve ciddi sağlık problemlerine yol açabildiğinin altını çizen Prof. Dr. Derincek, "Skolyoz şekil bozukluğuna sebep olmakla beraber ilerlediğinde akciğer ve kalp üzerinde de olumsuz etkilere neden olabiliyor. Özellikle göğüs kafesinin daralmasına bağlı olarak solunum yetmezliği ortaya çıkabiliyor” diyerek bu sebeple skolyozun ciddiye alınarak mutlaka uygun tedavisi yapılması gereken bir hastalık olduğunu söylüyor.

 

Tedavi alternatifleri değişiyor

Skolyozun güncel tedavi yöntemlerinin 3 şekilde yapılabildiğini ifade eden Prof. Dr. Derincek, bu yöntemleri ve süreçleri şu şekilde anlatıyor: "Skolyozun erken döneminde yani derecelerin küçük olduğu evrelerde hastalık takip altına alınır. Çünkü her eğrilik ilerlemez, bazıları yerinde sayabilir. İlerleyecek olan eğrilikler 20 derecenin altındaysa fizik tedaviye alıyoruz. Eğer eğrilik 40 dereceyi geçtiyse skolyozu cerrahi manevralarla düzeltme gereği doğuyor. Cerrahi tedavide klasik yöntem, omurga kemiğine yerleştirilen vidalarla düzeltme manevralarıdır. Son yıllarda erken başlangıçlı skolyozlarda yani 10 yaşından küçük hastalarda kullandığımız yöntem, omurgayı dondurmadan hastanın büyümesine müsaade eden, manyetik uzayan çubuklardır. Ameliyatla uyguladığımız bu manyetik çubukları, belirli aralıklarla, polikliniklerde özel bir cihaz sayesinde uzatarak çocuğun büyümesine de imkân tanıyoruz. Başka bir yöntem de yine son yıllarda popülaritesi artan gergi bandı yöntemi. Bu yöntemle polyester malzemeden yapılmış özel bir bant yardımıyla füzyon ameliyatı yapmadan yani dondurmadan belli derecelere kadar olan skolyozları düzeltip tedavi edebiliyoruz."

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.