Az ye, az uyu, az konuş..!

İnsan vücudu hastalanmamak üzere tasarlanmıştır. Fıtrata uygun biçimde yiyip içme alışkanlığını kaybeden insan, yaşam tarzıyla, alışkanlıklarıyla, gündüz güneşsiz, gece aydınlıkta geçen hayatıyla bedeni zorla hasta eder. Bu da kader değil, tercih olur. Erzurumlu İbrahim Hakkı derki; ‘’Günde iki defa yemek vücuda sıhhat, ruha hafiflik verir. Hastalıkların sebebi çok yemektendir’’.

 

NTVMSNBCN’de yer alan araştırmada; Alzheimer, kalp ve mide kanserinin en çok görüldüğü illerden birisi Erzurum. Yine beyin kanaması, solunun yolu hastalıklarında da Erzurum, orta derece riskli illerden… Sebebi ise, doğallığıyla oynanmış, katkılı gıdalar... Allah bizlere yiyeceklerin temiz olanlarından yememizi öğütlerken, bizler kimyasallarla beyazlatılmış kesme şekeri, gün ışığı görmeyen tavuk ve yumurtayı, antibiyotik delisi olmuş ithal sığırların etini, çocukların elinden düşürmediği hidronije bitkisel yağlı çikolataları, gofretleri, katkılı ekmeği, aroma adı altındaki alkollü içecekleri tüketiyoruz.

 

 

Asrı saadet döneminde İranlı bir hekim Medine’ye gelir. Günler geçer kimse tedaviye gelmez. Hekim, Allah resulüne, ‘’Burada kimse hasta olmaz mı’’ der. Allah resulü der ki, ‘’Benim ümmetim acıkmadan yemez, doymadan sofradan kalkar’’…  Bugün ise ilaçsız beden, hastanesiz gün geçmiyor bizim ellerde. İlginç olan tohumu üretenle, ilacı üretenler hep aynı firmalar. İlaç meselesini ‘’Erzurum hapı yutmuş’’ başlıklı yazımda anlatmıştım, okuyabilirsiniz.

 

Eskiden ölümler yokluktan olurdu, bugün ise bolluktan. Yani genetiği bozulmuş ürünlerle çok yemekten. Misal; Obezite, diyabet, alerji, kalp damar hastalıkları ve kanser insanları öldürüyor. 2. dünya savaşından sonra ‘Sağlıklı yaşam’ adıyla ‘Sağlıksız yaşam’ beyinlere kazındı. Ve yine bugün, kanser, şeker gibi hastalıklara yakalanma yaşı çocuklara kadar düştü.

 

Bu işin bir de ekonomik boyutu var. Bakın, 2022 yılında Erzurum’da, 1 milyar 943 milyon 168 bin lira tutarında sağlık hizmeti harcaması yapıldı. Sadece Erzurum şehir hastanesinde bir yılda basit bir hesapla 21 bin 900 tomografi, 36 bin 500 tane de MR çekildi.

 

Toparlarsam; ‘’Can boğazdan geçer’’ diyoruz ya, Erzurum’un erenlerinden Alvarlı efe de bakın ne diyor? ‘’Az yiyenin hekimle, düz gidenin hakimle işi olmaz’’… 

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Selahattin 02 Temmuz 2023 12:54

    Merakımdan soruyorum günde iki defa yemek acaba hangi öğünler. Yani hangi öğün bizi hasta ediyor. İbrahim Hakkının dediği doğrudur. Marifetnameyi hakkıyla okumak gerekir

  • Taha Tuğlular 31 Mart 2023 12:13

    Sağlığımızın bozulmasının en büyük sebebi hiç şüphesiz ki hemen her şey gibi ithal ettiğimiz gıdalardır özellikle etlerdir. Artık bir üretici, 2002'den önce, herşeyi kendisine yeten ülke olmaktan çıkıp hemen her şeyi ithal eder duruma geldik. İthal edilen mallar, özellikle gıdalar, özellikle de etler, acaba sağlığa uygun mu ? Bilmiyoruz. Mesela domuz çiftliklerinde domuzlara yedirilen besinlerin, ihraç ettikleri besi sığırlarına da yedirildigi söyleniyor. Bir bilim insanı, beslenmenin, aile, toplum ve millet üzerinde önemli etkilerinin olduğunu söylüyor. Eğer bir millet iyi beslenmezse bunun olumsuz etkilerinin olacağı bilinmektedir. Neden biz özellikle bu gıda maddelerini ithal eder duruma geldik. Niçin kendimiz üretip kendimiz tüketmiyoruz ? Allah bize böyle bereketli bir ülke vermiş. Neden bunu değerlendirmiyoruz ? Sağlıksız, özellikle ithal besinler bir milletin neslini bozabilmektedir. Nesil bozuldu mu millet bozulur, bozulan millette de vatan, din, milli duygu , aile bağı sevgileri yavaş yavaş azalır, bir süre sonra o millet millet olmaktan çıkar. Bu gibi ülkelerin, başka ülkelerin hakimiyetine girmesi kolay olur. Bakıyorum da biz de ithal gıdaları yiye yiye bizde de büyük değişiklikler olmaya başladı. Ülkede yüzde 2-3 oranında olan deizme kayma, özellikle gençlerde bugün yüzde 32' kere çıkmış durumda. Bu çok tehlikeli bir durumdur. Milli ve manevi duygular erozyona uğramış. Sosyal medyada bu patlamayı rahatlıkla görüyoruz. Ey idareciler !.. Lütfen bu güzel ülkemizin toprağını iyi değerlendirip kendi ekip bictigimiz ürünlerimizi tüketerek neslimizi, dolayısıyla aile yapımızı, milletimizi , özellikle vatanımızı koruma altına alalım. Yoksa bu gidiş iyi değil. Selamlar.