Ahilerin Sahip Olmaları Gereken Özellikler

                                                                             Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK*

Toplumları ayakta tutan ve sosyal barışın teminatı konusunda tartışmasız öneme sahip en önemli değer ahlâktır. Ahlâkî değerlerde meydana gelen aşınma ya da yok olma o toplumda barışın zedelenmesine, huzursuzlukların artmasına neden olur. Zaman içinde toplumda çözülmeler başlar ve nihayet toplum hızla yıkılış ve yok oluşa sürüklenir. Onun içindir ki toplumların bekası için o toplumu ayakta tutan ahlâkî değerlerin korunması son derece önem arz etmektedir. Ahlâkî olmak, “ben” merkezli olmamak demektir. İşte Ahîlik kültürü, böyle “ben merkezli” olmayan bir kültürün esasları üzerinde yükselmiş bir kültürdür. “ben merkezli” olmayan bu kültürün referans kaynakları ise, -incelendiğinde görüleceği üzereKur’an-ı Kerim âyetleri ve Hz. Peygamber’in hadisleri’dir. Kaynağı Kur’an ve Sünnet olan bu kültürün toplum içindeki fonksiyonu, arzu edilen “sosyal barış”ın sağlanması konusunda ahlâk ile sanatın ahenkli bir birleşimini sağlayıp sosyal ve ekonomik hayatı düzenlemiş olmasıdır. “İyi ahlâkın, doğruluğun, kardeşliğin, yardımseverliğin kısacası bütün güzel meziyetlerin birleştiği bir “sosyo-ekonomik ve kültürel düzen” olan Ahîlik, dönemin toplumsal yapısını düzenleyen yetkin bir sistemdir (Çelik, 2018: 91).

Halife Nasır döneminde fütüvvete girmek için; erkek, büluğ çağında, akıllı, şahsiyetli, iyi ve muteber olma koşulları aranmaktadır. Bu koşullar güncellenebilir fakat asıl olan, dürüstlük, itibar, mesleğin gereklerini hakkıyla yerine getirme gibi hususlar biçiminde belirlenebilir (Küçük, 2021).

Ahîlik öğretisinde debbâğlık da dâhil olmak üzere tüm meslekler evvela Peygamberler tarafından ilahi olarak öğrenilmiş ve insanlara öğretilmiştir (Kala, 2012: 76).

İslam dünyasında tarihi 2. Yüzyıla kadar götürülen, VIII. yüzyılda Irak ve İran üzerinden Kafkasya ve Ortaasya Türk topluluklarına kadar ulaşan başlayıp zamanla tasavvuf çevrelerine ve mesleki teşekküllere nüfuz eden fütüvvet teşkilatını bir çeşit nizamnamesi hüviyetine bürünen risaleler fütüvvetname veya Çağatay Türkçesindeki adıyla risalelerde (Küçük, 2021) “mesleğe ilişkin bilgi ve becerilerin kazandırılması yanında dinî bilgilerin de öğretilmesinin hedeflendiği açıktır. Çünkü risalelerde bütün bilgiler soru-cevap şeklinde ifade edilmiş ve mesleğin icrası sırasında okunması gereken ayet ve dualar açıkça belirtilmiştir” (Öger, 2017: 20).

Bakıldığında; “risale ve fütüvvetnamelerde temel kaynak, Kur’an-ı Kerim ve Hz. Peygamberin hadisleridir. Uygurlarda geleneksel mesleklere ait bu risalelerin içeriğinde belli bir sıranın takip edildiği görülmektedir. Bu risalelerin içerik sıralaması genellikle; besmele, hamdele ve salvele, İmam Ca’fer-i Sadık’tan alınan bir rivayet ve mesleğin doğuşu, mesleğin ilk piri, mesleğin farz mı vacip mi sünnet mi olduğu, mesleğin farzları, vacipleri, sünnetleri, mesleğin geçmiş pirleri, mesleğe ait iş ve uygulamaların, alet ve araçların hangi pirlerden miras kaldığı, mesleğe ait iş ve işlemler gerçekleştirilirken hangi dua ve ayetlerin okunması gerektiği, şeriat, tarikat, hakikat, marifet ve müşfik vb. pirlerin kimler olduğu, dört tekbirin ne olduğu ve buna riayet etmenin fazileti ve getirileri, tekbir sahipliği ve tekbir sahiplerinin kimler olduğu, tekbir sahibinin vâcipleri, mesleğin haram, günah ve edepleri, meslek risalesinin ehemmiyeti ve dua şeklindedir” (Tek, 2016: 889).

Sülemî’nin “Kitâbü’l-Fütüvve” adlı eseri, fütüvvet konusunda yazılmış en eski risâle olup burada Fütüvvet ahlâkının gereklerini bölümler halinde izah eden Sülemî; “fütüvvet yoluna giren herkesin daima Hakk’ın gözetimi, himayesi, idaresi ve koruması altında olacağını belirtmekte ve fütüvveti, Allah’ın emirlerine uyma, güzel ibadet, her kötülüğü bırakma, zahiren ve batınen, gizli ve açık ahlâkın en güzeline sarılmadır” şeklinde tanımlamaktadır. Sülemî fütüvvetnamesinde fütüvvet ehlinin manevi özellikleri olarak;

* Allah’ı tanımak,

* Allah’a yönelmek,

* Hicret etmek,

* Takva sahibi olmak,

* Allah’ı anmak,

* Allah’tan gafil olmamak,

* Allah için sabretmek,

* Tevekkül ve rızkın Allah’tan olduğuna inanmak

biçiminde ifade edilmiştir (Küçük, 2021).

 

KAYNAKÇA

Çelik, Ali (2018) “Ahilik Kültürünün Kur’an ve Sünnetten Dayanakları (Sülemi ve Burgazi Fütüvvetnâmeleri Örneğinde) III. Uluslararası Ahilik Sempozyumu, 5-7 Ekim 2017 Kırşehir, Bildiriler Kitabı, ss. 91-104.

Kala, Ahmet (2012). Debbağlıktan Dericiliğe, İstanbul.

Küçük, Orhan (2017). İnsani Ekonomi Modeli Karşılaştırmalı Değerlendirme, Gece Yayınları, Ankara.

Küçük, Orhan (2021). “Mesleki Eğitim Modeli Olarak Ahilik: Fütüvvet Merkezli Bir Değerlendirme”, 2. International Symposium on Education and Change (ISEC’21), Sakarya University of Applied Sciences – Sakarya, Uluslararası Eğitim ve Değişim Sempozyumu 1-3 Ekim 2021 Sakarya, 01-03 Oct 2021.

Öger, Adem, (2018). “Uygur Türklerinde Fütüvvet Kültürü Fütüvvet-Nâmeler ve Ahilik Teşkilatına Etkileri”, III. Uluslararası Ahilik Sempozyumu, 5-7 EKim 2017 Kırşehir, Bildiriler Kitapçığı 1. Cilt, Ankara: Sarıyıldız Ofset, ss. 13-26.

Es-Sülemî, Ebu Abdi’e-rahman Muhammed İbn el-Hüseyn (1977). Kitâbü’l-Fütüvve (Tasavvufta Fütüvvet), Çev. Süleyman Ateş, Ankara: AÜİF Yayınları.

Tek, Recep (2016). “Din-Meslek İlişkisi Bağlamında Geleneksel Meslek Risaleleri Üzerine Bir Değerlendirme”, IV. Kazan Uluslararası Halk Kültürü Sempozyumu Bildiriler, Ankara: Hacettepe Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Halkbilimi Bölümü Yayınları.

 

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.