1960-1980 yıllarında gençler

1960-1980 arasındaki yetişen gençler okudular... Büyüdüler... İş sahibi oldular.. Gençler yerine göre arkadaş, yerine göre düşman oldular... Kavga yaptılar...

 

O yıllarda okulda Amerikan unundan yapılan ekmekleri, süt tozundan hazırlanan sütleri içtiler. 1062 -1972 yılları arasında adlarına “Barış Gönüllüsü” dedikleri CIA ajanları Artvin'den İskenderun'a, Edirne’den Hakkâri’ye kadar bölgelerdeki okullarda İngilizce derslerini verdiler. Türkiye’nin sosyolojik, demografik, dini yapısını analiz ederek Amerika’ya 15 günde bir rapor ettiler.

 

Barış Gönüllüleri bununla yetinmeyip ülkedeki sağ, sol ve dini yapıları organize ederek son elli yıldır çektiğimiz acılara imza attılar. Yetiştirdikleri adamları vasıtasıyla atmaya devam ediyorlar.

 

Bu dönemdeki Öğretmenler gençleri okutmak için olağan üstü çaba harcadılar.... Şehir ve kasabalarda geceleri kahvehaneleri, sinema salonlarını denetlediler... Buldukları öğrenciyi evine gönderdiler. Eee birde ceza verdiler...

 

Öğretmenler fakir fukara öğrencileri tespit eder, elbise, ayakkabı, gömlek, palto gibi giyecekleri kimse duymadan temin eder, yetim ve fakirleri giydirip sevindirdiler.

 

Yatılı okullarda okumak ayrıcalıktı. Okuyanların tamamı başarılı oldular. Doktor, hâkim, asker, mühendis ve öğretmen oldular.

 

İlkokulu, ortaokulu, liseyi bitirenler için tüm devlet kuruluşları kapılarını açtı. Torpille adam koymak, parti kapısına gidip yalvarmadan hiç bir aracı olmadan işe girdiler. Maliye, Üniversite, DSİ, YSE, Köy Hizmetleri, Karayolları, Demiryolları çalışmak isteyen her genci istihdam etti.

 

Köyünde tarım ve hayvancılıkla uğraşmak isteyen kendi tarlasında, çayırında çalıştı... Böylece muhannete muhtaç olmadılar..... Genç yaşlarında evlenerek çoluk çocuğa karıştılar.

 

Öğretmen okulu, Eğitim Enstitüleri, Üniversitelerden mezun olanlar el üstünde tutuldular... Bunları istihdam etmek için kurumlar birbiriyle yarıştılar. Bankalar lise ve öğretmen okulu mezunlarını istihdam etmede en başarılı olup iyi para verdiler....

 

Kardeşlerim özellikle 1968-1980 arası gençler ideolojiler anaforunda çok yara aldı.... Sağcılar-solcular kendi açılarından çok uğraştılar. Doğru veya yanlış fikirleri vardı.... Korkmadan savundular...

 

Genel anlamda nurcular kendi içlerinde etliye, sütlüye karışmazken, sağcı veya solcular ülke problemleriyle ilgilendiler. Ülkeyi kurtarmak için kendilerince fikirler ürettiler. Kimileri Amerika'ya, Kimileri Rusya'ya, Kimileri Çine karşı cephe aldılar. Kimileri de nereden estiği belli olmayan fikirlerin etkisinden kendilerini korumaya çalıştılar....

 

Nurcular, kapitalistler Amerika'yı, Maocular Çin'i, Leninciler Rusya'yı, Ülkücüler Türk Milliyetçiliğini, Milli Görüşçüler ümmetçiliği, Yeniden Milli Mücadeleciler yerli ve milliliği savundular.

 

Öldüler, öldürüldüler, kavga ettiler.. Fakat hepsinin hedefi bağımsız Türkiye idi. Amerika'dan, Avrupa'dan, Rus ve Çin'den bağımsız bir Türkiye hayali idealleri ile beyinlerini şartlandırdılar....!

 

Gençtiler, yönetilmeye, olaylara sokulmaya meyilliydiler. Bu nedenle canları çok yandı... Kullanıldılar... Karanlık güçler hep bu gençleri kullandı... Üzüldüler, ağladılar...

 

Hepsi adaletten, haktan, doğruluktan yana tavır alıp, çalmayacağız...! Çaldırmayacağız dediler... Aç ve açıkta kimseyi bırakmayacağız fikrinde kendi ideolojileri etrafında bir şeyler söylediler....

 

Karanlık güçler, siyasi partiler, cemaat denen yapılar, tarikat denilen topluluklar hep bu gençleri kullandılar.

Bunların iş, aş, eş dertleri olmadı... Kimseye muhtaç olmadılar.... Çalışarak ekmeklerini kazandılar....

 

O günün gençleri kendi ideolojileri doğrultusunda kendilerini haklı, karşılarındakilerini haksız, hatta ihanetle suçladılar…

Gün geldi iktidar oldular. Lakin 30-40 yıl önceki ideallerini unuttular. Helal-haram demeden zengin olmak istediler... Bir maaşa yetinmeyip pek çok şirketin yönetim kurulunda imza atıp huzur hakkı aldılar.

 

Yıllar sonra genç üniversite mezunları bu yapılan yanlışlar yüzünden işsiz, aşsız, eşsiz kaldılar....

2024 yılında üniversiteden mezun olan  yaklaşık 1.000.000 milyon gençten ancak 200.000’inine iş bulunacak 800.000’i işsiz güçsüz elinden bir şey gelemeyen gençler kervanına katılacaklar.

30.06.2024 ERZURUM

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.