Bismillah…
Milletlerin kaderi insanlar gibidir.Karakterleri,Şahsiyetleri adetleri alışkanlıkları da öyledir.Bir insanın hareketlerine bakarak nasıl ki psikolojisi hakkında fikir edinilebilir ise bir milletin de yaşadığı hadiseler karşısındaki tavrı ve tutumu onun milli psikolojisi,yani MİLLÎ RUHUDUR.Milletimiz çileli bir millettir.Çok gün görmüş,çok çile çekmiş birçok badireyi atlatmıştır.
Tarih şuurunu elde ettiği devirlerde,yaşadığı badirelerden ders almayı bilmiş,doğru tahlil ve tespitlerini yapmış gerekli noksanlıkları gidermiş ve nesline öğüdünü yapmıştır.Bu şuur yitirildiğinde ise milletimiz gereken dersi çıkaramamış ve hadiseleri tahlil edememiştir.Devletimiz ezelden beri çokça bela ile karşılaştı.
Darbe geleneğini Osmanlı’nın son devirlerine kadar götürebiliriz.Her gayri milli oluşum maalesef askerin içindeki birtakım hainleri kendi emelleri doğrultusunda kullanmak suretiyle ortalama 10 yılda bir darbeye yöneldi.Hepsinin birçok analizi yapılabilir fakat bunların ortak noktası İslam düşmanlığıdır.İlk defa sözde İslami bir camia darbede aparat olarak seçildi.
Milletimiz hiç kendisinden beklenilmeyen bir refleks ile ruhunu yeniden kazandı ve canı pahasına hainlere fırsat vermedi.Benim asıl dikkat çekmek istediğim konu darbe bastırılır bastırılmaz,Müslümanca girişilen hareketi medya üzerinden anında başka tanımlamalara yelnetilmesi.
Sonraki günlerde de adım adım imanıyla göğsünü siper ederek can verenleri “demokrasi şehidi” gibi yakıştırmaları görür olduk.ilk yıldönümünde bile 15 temmuzu aslî mahiyetinden uzaklaştırmak için büyük bir psikolojik harp uygulandı.Demokrasiyle bağdaştırıp eğlence çıkartacak kadar dejenere etme eğilimleri vuku buldu.
Sonuç olarak 15 Temmuz’un îmânî vechesi bilerek gizli tutuldu.Hadiseyi gayri islâmî kavram ve mecralara sürükleme gayretiyle nihayet 15 temmuzun bir “îman ve cihâd gayreti “ olduğu hakikatinin îzahı engellendi.Öldü,bitti,yok edildi,dönüştürüldü sanılan Anadolu insanının kalbindeki iman cevherinin parıldamasının görülmemesi anlaşılmaması ve anlatılmaması için herşey yapıldı.Çünkü bu milleti manen öldürdüklerini sananlar için 15 Temmuz inanılması zor bir aksiyondu…
Kamuoyuna 15 temmuzun ne olduğu sorulunca verilecek cevaplardan bunu anlayabiliriz.Tam manasıyla anlamış idrak etmiş bir avuç insan dışında onu tarif edebilecek mütefekkir kadrosu da maalesef bulunmamakta…
Halbuki 15 Temmuz Müslüman Türk’ün iman merkezli aksiyonunun bir tezahürüydü ve ecdadının islam yolundaki hizmetlerinin bereketiyle manen diri olduğunu,Allahın “ol” demesiyle bu milleti yeniden eski şerefli karakterine yeniden tebdil etmesiydi.Bunu farkeden birtakım odaklar olmuş olmalı ki ,hemen ertesi gün hadiseyi anında batıl yorumlara müncer etme gayreti tvlerden,sosyal medya ekipleri üzerinden yaygınlaştırıldı ve insanımızın tefekkür haznesine her zaman olduğu gibi özünden kopuk birkaç cümle ile geçiştirme operasyonları ve İslami ıstılahlardan son derece kopuk izahlara yeltenildi.Müslüman kamuoyu süreci yeterince tahlil edici bir nazarla idrak edemedi.Teoman duralı hocamızın bu meyandaki tespitlerini son derece önemli buluyorum.yazdığı yazıyı alta bırakacağım…
Milletler için Tarih şuuru hadiselerden ders çıkarmaya ve uyanık olmaya yarayan yegane bir değerdir.Her millet siyasetini,ticaretini,eğitimini,ekonomisini,diplomasisini,dünyayı anlayış şeklini tarih şuuruna vakıf olduğu nispetle doğru bir şekilde yönetebilir…
TARİH ŞUURU BİR MİLLETİN FERASET VE BASİRETİDİR
ONU KAYBETTİĞİNDE DÜŞMANINA OYUNCAKTAN BAŞKA BİRŞEY OLMAZ…
CENABI HAKK BU MİLLETE BİR DAHİ 15 TEMMUZLARI YAŞATMASIN.
Amin
Yakup KUTAN
Melbourne AVUSTRALYA